Sheep are not the brightest animals. Real shepherds hate Psalm 23, since it compares them to the stupid beasts they manage. Once, after the flock was shorn, a loud repeated banging noise came from the pasture. The two rams, who'd lived amicably together, no longer recognized each other without their wool, and were butting heads. One of the rams died soon after.
The Jewish people were descended from a tribe of vagabond herdsmen. They were frequently reminded that they, too, were the domestic cattle of the Lord. The prophet Ezekiel castigated the useless rulers of Israel, calling them bad shepherds, who fed themselves, rather than the flock. Jesus, who, like Ezekiel, called himself "the son of man," probably had this parable in mind. Jesus had just sought out the man he'd healed in chapter 9. This same man had been expelled from the worshiping community of Israel, the synagogue. Let's look at the text:
Joh 10:1 "Size doğrusunu söyleyeyim, koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yoldan giren kişi hırsız ve hayduttur.Jesus is the good shepherd, Ben iyi çobanım. He calls his sheep by name, they recognize his voice, and follow him. A stranger after they will not follow, but from him flee (Bir yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar.) Somehow, Jesus was telling the corrupt leaders of Israel, the people could see through their mask of piety. Somehow, they lacked the credibility with the common people that he enjoyed.
Joh 10:2 Kapıdan giren ise koyunların çobanıdır.
Joh 10:3 Kapıyı bekleyen ona kapıyı açar. Koyunlar çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür.
Joh 10:4 Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar.
Joh 10:5 Bir yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar."
Joh 10:6 İsa onlara bu örneği anlattıysa da, ne demek istediğini anlamadılar.
Joh 10:7 Bunun için İsa yine, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Ben koyunların kapısıyım.
Joh 10:8 Benden önce gelenlerin hepsi hırsız ve hayduttu, ama koyunlar onları dinlemedi.
Joh 10:9 Kapı Ben'im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur.
Joh 10:10 Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim.
Joh 10:11 Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir.
Joh 10:12 Koyunların çobanı ve sahibi olmayan ücretli adam, kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar. Kurt da onları kapar ve dağıtır.
Joh 10:13 Adam kaçar. Çünkü ücretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz.
Joh 10:14 Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba'yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm.
It gets better. Not only were the Pharisees "strangers," they were all thieves and robbers (hepsi hırsız ve hayduttu). Unreliable mercenaries ( ücretli adam -- the key term here, ücret, means wages) who cut and ran, deserting flock in its moment of need.
A good shepherd gives his life for his flock. He also gives his flock life. This is in contrast to the parasitic leaders of Israel who, like their master the devil, came around only to steal, kill, and destroy (çalıp öldürmek ve yok etmek).
Some things never change. An American proverb / cliche asserts that the most terrifying thing you can hear a stranger say is, "Hello. I'm from The Government, and I'm here to help you!" Meanwhile, millions of grateful believers are not in the market for another savior, since they already have one who died for them, and lives among them today.
No comments:
Post a Comment