The third parable connects Kingdom rewards to the way we treat the agents of the Kingdom, the "brethren" of the Lord -- those who hear, believe, and act upon His Word. Nations that are cordial and hospitable to the Gospel message, and messengers, enjoy divine favor.
I'd like to look at the middle parable, today. What is the Kingdom like? Well, it is like the King who isn't there!
Mat 25:14 "Göksel egemenlik, yolculuğa çıkan bir adamın kölelerini çağırıp malını onlara emanet etmesine benzer.Let's look at the key concept:
Mat 25:15 "Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıktı.
Mat 25:16 Beş talant alan, hemen gidip bu parayı işletti ve beş talant daha kazandı.
Mat 25:17 İki talant alan da iki talant daha kazandı.
Mat 25:18 Bir talant alan ise gidip toprağı kazdı ve efendisinin parasını sakladı.
Mat 25:19 "Uzun zaman sonra bu kölelerin efendisi döndü, onlarla hesaplaşmaya oturdu.
Mat 25:20 Beş talant alan gelip beş talant daha getirdi, 'Efendimiz' dedi, 'Bana beş talant emanet etmiştin; bak, beş talant daha kazandım.'
Mat 25:21 "Efendisi ona, 'Aferin, iyi ve güvenilir köle!' dedi. 'Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!'
Mat 25:22 "İki talant alan da geldi, 'Efendimiz' dedi, 'Bana iki talant emanet etmiştin; bak, iki talant daha kazandım.'
Mat 25:23 "Efendisi ona, 'Aferin, iyi ve güvenilir köle!' dedi. 'Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!'
Mat 25:24 "Sonra bir talant alan geldi, 'Efendimiz' dedi, 'Senin sert bir adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçer, harman savurmadığın yerden devşirirsin.
Mat 25:25 Bu nedenle korktum, gidip senin verdiğin talantı toprağa gömdüm. İşte, al paranı!'
Mat 25:26,27 "Efendisi ona şu karşılığı verdi: 'Kötü ve tembel köle! Ekmediğim yerden biçtiğimi, harman savurmadığım yerden devşirdiğimi bildiğine göre paramı faize vermeliydin. Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım...
Mat 25:28 Haydi, elindeki talantı alın, on talantı olana verin!
Mat 25:29 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak.
Mat 25:30 Şu yararsız köleyi dışarıya, karanlığa atın. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.'"
Senin sert bir adam olduğunu biliyordum.You / hard /a / man / are / I know.
The Greek adjective the slave used is transliterated into the English word austere. It means hard, strict, severe. Whoops, that's in Luke's account of the story. Evidently, like any public speaker, Jesus recycled his sermon illustrations as he moved from audience to audience. The word Matthew reports Jesus using is σκληρὸς -- hard.
The guy held his boss in contempt, and resented the Master's wealth. Envy, hostile resentment, are not tolerable in the Kingdom of Heaven. Nor, for that matter, on earth. The intriguing book Crash Course: The American Automobile Industry's Road from Glory to Disaster describes the insanity of rapacious unions and their thuggish leaders, parasites who were perfectly willing to bleed the host to death.
To bring the story down to earth, it's very easy to let resentment about our situation cause us to sit on our "talents," to refuse to energetically employ the opportunities we have been given. And this surly sterility is rooted in a contempt for the King, in disrespect for God.
No comments:
Post a Comment