Medieval Christians simply assumed that Judas was "bad to the bone," a thief, who finally decided to cash in his chips when the gravy train went off the rails.[1]
Let's see how Matthew describes the moment of betrayal:
Mat 26:6,7 İsa Beytanya'da cüzamlı Simun'un evindeyken, yanına bir kadın geldi. Kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, güzel kokulu yağ getirmişti. İsa sofrada otururken, kadın yağı O'nun başına döktü.Apparently, the last straw was this impractical act of devotion, that poured out a year's worth of income upon the feet of Jesus. A cynic, Oscar Wilde wrote, "is a man who knows the price of everything, and the value of nothing." Judas settled on a price he considered adequate, then set upon to earn his pay.
Mat 26:8 Öğrenciler bunu görünce kızdılar. "Nedir bu savurganlık?" dediler.
Mat 26:9 "Bu yağ pahalıya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi."
Mat 26:10 Söylenenleri farkeden İsa, öğrencilerine, "Kadını neden üzüyorsunuz?" dedi. "Benim için güzel bir şey yaptı.
Mat 26:11 Yoksullar her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım.
Mat 26:12 Kadın bu güzel kokulu yağı, beni gömülmeye hazırlamak için bedenimin üzerine boşalttı.
Mat 26:13 Size doğrusunu söyleyeyim, bu Müjde dünyanın neresinde duyurulursa, bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak."
Mat 26:14,15 O sırada Onikiler'den biri -adı Yahuda İskariot olanı başkâhinlere giderek, "O'nu ele verirsem bana ne verirsiniz?" dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler.
Mat 26:16 Yahuda o andan itibaren İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
_______________
[1] Did I pack enough cliches into that sentence? The expression "to cash in your chips" refers to card games, at the point where a player takes his winnings and walks away from the table. "Gravy train" is, I fear, an obsolete metaphor dating back to the days when the railroads were a more visible feature of American life.
No comments:
Post a Comment