Saturday, March 14, 2009

Local Boy Breaks Bad (Luke 4)

Since I just returned from a family vacation at one of the North Carolina barrier islands, today's portion has added poignancy. The people you most wish to hear, and appreciate, your perspective on those things that are most important to you may be the hardest to persuade. In fact, Jesus didn't even try.
Luk 4:23 İsa onlara şöyle dedi: "Kuşkusuz bana şu deyimi hatırlatacaksınız: 'Ey hekim, önce kendini iyileştir! Kefarnahum'da yaptıklarını duyduk. Aynısını burada, kendi memleketinde de yap.'"
Luk 4:24 "Size doğrusunu söyleyeyim" diye devam etti İsa, "Hiçbir peygamber kendi memleketinde kabul görmez.
Luk 4:25 Yine size gerçeği söyleyeyim, gökyüzünün üç yıl altı ay kapalı kaldığı, bütün ülkede korkunç bir kıtlığın baş gösterdiği İlyas zamanında İsrail'de çok sayıda dul kadın vardı.
Luk 4:26 İlyas bunlardan hiçbirine gönderilmedi; yalnız Sayda bölgesinin Sarefat Kenti'nde bulunan dul bir kadına gönderildi.
Luk 4:27 Peygamber Elişa'nın zamanında İsrail'de çok sayıda cüzamlı* vardı. Bunlardan hiçbiri iyileştirilmedi; yalnız Suriyeli Naaman iyileştirildi."
Luk 4:28 Havradakiler bu sözleri duyunca öfkeden kudurdular.
Luk 4:29 Ayağa kalkıp İsa'yı kentin dışına kovdular. O'nu uçurumdan aşağı atmak için kentin kurulduğu tepenin yamacına götürdüler.
Luk 4:30 Ama İsa onların arasından geçerek oradan uzaklaştı.
And, a few words of interest:
  • Kuşkusuz -- without a doubt! Kuşku -- doubt. -suz -- without.
  • bana -- to me
  • şu deyimi -- this to say
  • hatırlatacaksınız -- you are preparing
OK, boy. So you can impress those rubes over at Caphernaum. But we know you better. Let's see what you can do here!

Jesus refused to play. Our Lord knew his audience, and had no interest in catering to their whims. It is impossible to argue an unbeliever into faith, since unbelief is an ethical matter at heart, immune to facts, immune to evidence. People refuse to believe because, as one of Darwin's supporters frankly admitted, faith in a meaningful, created universe puts limits on one's sexual freedom. John Milton's Satan argues that it is better to reign in hell than to serve in heaven. A disturbing God with an agenda of His own can wreak havoc[1] with our own plans and schemes.

_______________

[1] For my Turkish friends -- "wreak" is a very strange English verb usually combined with an unpleasant noun, such as havoc or vengeance. It's pronounced just like "wreck," and you will often seen the two verbs confused, even by native English speakers.

(parenthetically, English words beginning with wr- usually refer to some kind of twisting: wrist, wrestle, wreck ...)

No comments: