Or perhaps the Powers That Be will simply attempt to kill off the intrusion from another realm, the realm where they have no power, no credibility:[1]
Mar 12:1 İsa onlara benzetmelerle konuşmaya başladı. "Adamın biri bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkmak için bir çukur kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı.Let's look at one sentence, that reveals the way such bureaucratic power brokers think, and illuminates a nifty feature of the Turkish language:
Mar 12:2 Mevsimi gelince bağın ürününden payına düşeni almak üzere bağcılara bir köle yolladı.
Mar 12:3 Bağcılar köleyi yakalayıp dövdü ve eli boş gönderdi.
Mar 12:4 Bağ sahibi bu kez onlara başka bir köle yolladı. Onu da başından yaralayıp aşağıladılar.
Mar 12:5 Birini daha yolladı, onu öldürdüler. Daha birçok köle yolladı. Kimini dövüp kimini öldürdüler.
Mar 12:6 "Bağ sahibinin yanında tek kişi kaldı, o da sevgili oğluydu. 'Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara en son onu yolladı.
Mar 12:7 "Ama bağcılar birbirlerine, 'Mirasçı budur, gelin onu öldürelim, miras bizim olur' dediler.
Mar 12:8 Böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar.
Mar 12:9 "Bu durumda bağın sahibi ne yapacak? Gelip bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek.
Mar 12:10, 11 Şu Kutsal Yazı'yı okumadınız mı?'Yapıcıların reddettiği taş, İşte köşenin baş taşı oldu. Rab'bin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!'"
Mar 12:12 İsa'nın bu benzetmede kendilerinden söz ettiğini anlayan Yahudi önderler O'nu tutuklamak istediler; ama halkın tepkisinden korktukları için O'nu bırakıp gittiler.
- Ama bağcılar birbirlerine, 'Mirasçı budur, gelin onu öldürelim, miras bizim olur' dediler. -- But / the vineyard workers / to one another / "The heir / this is / come / him / let us kill / the inheritance / ours / will be "/ they said.
- bağ -- vineyard
- bağcı -- one who works in a vineyard
- miras -- inheritance
- mirasçı -- heir. one who inherits.
______________
[1] Muslim rulers are traditionally buried in discrete unmarked graves. Before the Lord of Life, all are equal.
No comments:
Post a Comment