Mar 6:1 İsa oradan ayrılarak kendi memleketine gitti. Öğrencileri de ardından gittiler.Let's look at a few words:
Mar 6:2 Şabat Günü olunca İsa havrada öğretmeye başladı. Söylediklerini işiten birçok kişi şaşıp kaldı. "Bu adam bunları nereden öğrendi?" diye soruyorlardı. "Kendisine verilen bu bilgelik nedir? Nasıl böyle mucizeler yapabiliyor?
Mar 6:3 Meryem'in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun'un kardeşi olan marangoz değilmi bu? Kızkardeşleri burada, aramızda yaşamıyor mu?" Ve gücenip O'nu reddettiler.
Mar 6:4 İsa da onlara, "Bir peygamber, kendi memleketinden, akraba çevresinden ve kendi evinden başka yerde hor görülmez" dedi.
Mar 6:5 Orada birkaç hastayı, üzerlerine ellerini koyarak iyileştirmekten başka hiçbir mucize yapamadı.
Mar 6:6 Halkın imansızlığına şaşıyordu. İsa çevredeki köyleri dolaşıp öğretiyordu.
- memleket -- homeland. country. hometown. mother country. fatherland.
- şaşmak -- wonder. to be amazed. to be astonished. to be surprised. to lose one's way. to go astray. to deviate.
- imansızlığına -- at their unbelief. Start with the root (iman) -- faith, belief. Add the negating syllable (sız). Then, the "that which is characteristic of" syllable (lık). The third person possessive syllable (ın). Finally, the direct object syllable (a).
A century or two after our Lord's brief sojourn on earth, a number of fairy tales sprang up around him, fictitious imaginary childhood stories. Of a vengeful infantile demigod, who made clay birds come to life -- or slew bullies with a word. The real gospels paint a different picture: Jesus was so totally normal a guy that very little of his early life was considered noteworthy by those who knew him best.
No comments:
Post a Comment