There was no point in going into the restaurant at that point.
As his father later explained, we want to do extravagant things for the people we love. A man should seek to adorn the woman he loves, for example. Someone who repudiates the offering is unworthy of further attention.
Let's look at today's reading:
Joh 13:3 İsa, Baba'nın her şeyi kendisine teslim ettiğini, kendisinin Tanrı'dan çıkıp geldiğini ve Tanrı'ya döneceğini biliyordu.And, a few words:
Joh 13:4 Yemekten kalktı, üstlüğünü bir yana koydu, bir havlu alıp beline doladı.
Joh 13:5 Sonra bir leğene su doldurup öğrencilerin ayaklarını yıkamaya ve beline doladığı havluyla kurulamaya başladı.
Joh 13:6 İsa, Simun Petrus'a geldi. Simun, "Ya Rab, ayaklarımı sen mi yıkayacaksın?" dedi.
Joh 13:7 İsa ona şu yanıtı verdi: "Ne yaptığımı şimdi anlayamazsın, ama sonra anlayacaksın."
Joh 13:8 Petrus, "Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!" dedi. İsa, "Yıkamazsam yanımda yerin olmaz" diye yanıtladı.
...
Joh 13:33 Çocuklar! Kısa bir süre daha sizinleyim. Beni arayacaksınız, ama Yahudiler'e söylediğim gibi, şimdi size de söylüyorum, benim gideceğim yere siz gelemezsiniz.
Joh 13:34 Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.
Joh 13:35 Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır."
- Yıkamazsam yanımda yerin olmaz -- If I do not wash / by my side / your place / you do not have (the -maz- syllable indicates that this is a conditional verb)
- Çocuklar! Kısa bir süre daha sizinleyim -- Children! / Short / a / time / more / I am with you.
- Size yeni bir buyruk veriyorum -- To you / new / a/ commandment / I give
- Birbirinizi sevin -- to one another of you / love
- Sizi sevdiğim gibi siz de -- To you / I have loved / as / you / even so
No comments:
Post a Comment