Friday, May 1, 2009

Not a tame lion (John 6)

All of the gospels report how Jesus, moved with compassion, multiplied loaves and fishes in order to feed thousands of people.[1] John's gospel, however, discusses the aftermath of the miracle. Let's look at part of the ensuing discussion:

    Joh 6:22 Ertesi gün, gölün karşı yakasında kalan halk, önceden orada sadece bir tek tekne bulunduğunu, İsa'nın kendi öğrencileriyle birlikte bu tekneye binmediğini, öğrencilerinin yalnız gittiklerini anladı.
    Joh 6:23 Rab'bin şükretmesinden sonra halkın ekmek yediği yerin yakınına Taberiye'den başka tekneler geldi.
    Joh 6:24 Halk, İsa'nın ve öğrencilerinin orada olmadığını görünce teknelere binerek Kefarnahum'a, İsa'yı aramaya gitti.
    Joh 6:25 O'nu gölün karşı yakasında buldukları zaman, "Rabbî, buraya ne zaman geldin?" diye sordular.
    Joh 6:26 İsa şöyle yanıt verdi: "Size doğrusunu söyleyeyim, doğaüstü belirtiler gördüğünüz için değil, ekmeklerden yiyip doyduğunuz için beni arıyorsunuz.
    Joh 6:27 Geçici yiyecek için değil, sonsuz yaşam boyunca kalıcı yiyecek için çalışın. Bunu size İnsanoğlu verecek. Çünkü Baba Tanrı O'na bu onayı vermiştir."
    Joh 6:28 Onlar da şunu sordular: "Tanrı'nın istediği işleri yapmak için ne yapmalıyız?"
    Joh 6:29 İsa, "Tanrı'nın işi O'nun gönderdiği kişiye iman etmenizdir" diye yanıt verdi.
    Joh 6:30 Bunun üzerine, "Görüp sana iman etmemiz için nasıl bir belirti gerçekleştireceksin? Ne yapacaksın?" dediler.
    Joh 6:31 "Atalarımız çölde man* yediler. Yazılmış olduğu gibi, 'Yemeleri için onlara gökten ekmek verdi.'"
    Joh 6:32 İsa onlara dedi ki, "Size doğrusunu söyleyeyim, gökten ekmeği size Musa vermedi, gökten size gerçek ekmeği Babam verir.
    Joh 6:33 Çünkü Tanrı'nın ekmeği, gökten inen ve dünyaya yaşam verendir."
    Joh 6:34 Onlar da, "Efendimiz, bizlere her zaman bu ekmeği ver!" dediler.

    Joh 6:35 İsa, "Yaşam ekmeği Ben'im. Bana gelen asla acıkmaz, bana iman eden hiçbir zaman susamaz" dedi.

Let's look at a few key words:

    • sonsuz --  endless. son (end) + suz (negating syllable)
    • yaşam -- life
    • ekmek --bread

Jesus offered those who heard and heeded him eternal life. His ongoing presence is true sustenance, indeed. The people who heard Him, however, remembered eating their fill the day before, in  a culture where most people were somewhat hungry all the time. So, they tried to manipulate Jesus to serve as their heavenly vending machine, churning out specified miracles on cue. 

Prayer allows us to enter the divine Presence. We'd better get used to counting that as the primary benefit, since the answers to our prayers rarely resemble what we'd expected. God is God, we play this game by His rules, and the rewards come in the times, ways, and forms that comport best with His glory, and our ultimte good. 

____________

[1]  In the Australian horror movie The Last Wave, the protagonist confronts his father, an Anglican pastor. "Why didn't you tell me there were mysteries?" the young man demanded. "Son, I preach mysteries every Sunday," said the pastor. "You don't preach them, you explain them away!" the son retorted.

A century ago, in a vain attempt to curry favor with the new deity, "science," some allegedly Christian teachers began trying to "explain away" all the miracles of the Bible. In this case, they offered the "hidden biscuit" theory. When the people saw the generosity of Jesus, they were shamed into producing, and sharing, the hidden food they already had. 

No comments: