Paul fell to the earth, overwhelmed by a vision of blinding light. Cornelius, a Roman officer and occupation soldier, had a vision of an angel who told him to send to Peter for advice on how to find secure favor with God. Peter's vision, however, while dramatic, and disturbing, took an earthier theme:
Act 10:10 Acıkınca da yemek istedi. Yemek hazırlanırken Petrus kendinden geçti.And, a few words:
Act 10:11 Göğün açıldığını ve büyük bir çarşafı andıran bir nesnenin dört köşesinden sarkıtılarak yeryüzüne indirildiğini gördü.
Act 10:12 Çarşafın içinde, yeryüzünde yaşayan her türden dört ayaklı hayvanlar, sürüngenler ve kuşlar vardı.
Act 10:13 Bir ses ona, "Kalk Petrus, kes ve ye!" dedi.
Act 10:14 "Asla olmaz, ya Rab!" dedi Petrus. "Hiçbir zaman bayağı ya da murdar* herhangi bir şey yemedim."
Act 10:15 Ses tekrar, ikinci kez duyuldu; Petrus'a, "Tanrı'nın temiz kıldıklarına sen bayağı deme" dedi.
Act 10:16 Bu, üç kez tekrarlandı. Sonra çarşafı andıran nesne hemen göğe alındı.
Act 10:17 Petrus şaşkınlık içindeydi.
- Bir ses ona, -- A / voice / to him
- "Kalk Petrus, kes ve ye!" -- Rise / Peter / kill / and / eat. (To form the Turkish second person singular imperative, drop the -mek /-mak from the infinitive.)
- dedi. -- it said.
- "Asla olmaz, ya Rab!" dedi Petrus. -- Never / it will not happen / but / Lord! / said / Peter.
- "Hiçbir zaman bayağı ya da murdar herhangi bir şey yemedim." -- Not one thing / at any time / foul / and / but / corrupt / no way / one / thing / I have never eaten. (Turkish lets you go crazy with negatives!)
______________
[1] English has a rich lexicon of synonyms and euphemisms for vomiting. This may go with having a partying subculture that glories in heavy drinking. To puke is the most common. To hurl is somewhat dated. Kneeling before the ceramic idol and (my favorite) talking on the big white telephone happen in the bathroom after a drinking bout that went to excess.
No comments:
Post a Comment